Kayıtlar

MARKS'IN İŞÇİ SINIFINA BAKIŞ AÇISI

Resim
  K.Marks insanlığın geleceğini kurtaracak yegane sınıfın işçi sınıfı(proleterya) olduğunu söylüyordu.Üstelik bunun bilimsel temellendirmesini de yapmıştı.Fakat aynı Marks ‘ın sınıf üyeleriyle ilişkilerinin pek olduğu söylenemezdi.Ayrıca Genç Marks Weitling gibi sendikacı işçilerlede anlaşamıyordu.Ama sınıfın tarihsel önemi ve rolü konusunda tereddütü yoktu.Marks bu   işin bilimsel yönünü düşündü ve bilimsel yönünü ortaya koydu.Marks ve Engels sosyalizmi bilimsel ve ütopik olarak ikiye ayırdığıda söylenebilir.Örneğin ütopik olarak nitelendirilen sosyalistlerin işçi sınıfının uğradığı sömürüyü adaletsizlik ve hukuksuzluk olarak görmelerinden dolayı düzeltilmesini talep etmeleri Marks’a göre bilimsellikten çok ‘’ahlaki’’ bir bakış açısıydı.Ahlak ise zaten bir üst yapı kurumuydu.Bu sorunu yani adaletsizliği yasalarla çözmek yerine asıl sorun edilmesi gerekenin sınıfın kurtuluşunun bilimsel temellendirmesini yapabilmekti. Marks   işçi sınıfına yönelik ‘’acıma duygusu üzerin...

ORHAN VELİ’NİN ŞİİRLERİNİ ANLAMAK

Resim
İki hafta önce Orhan Veli’yi andık.Orhan Veli bana göre çağın en önemli şairlerinden birisi.Kullandığı meteforlar ve anlatmak istedikleri ile değerlendirdiğimizde şiirlerinde sıradan görülen her şeyin aslında bir inceliğe sahip olduğunu görebiliyoruz.Orhan Veli'yi ve garipçileri tanımlarken çoğu entelektüel sıradanlıktan  ve hatta  lümpenlikten bahseder.Oysa Orhan Veli’nin şiir kaynağı sıradan insanların sınıfsal yaşam sancılarının olduğu net görülebilir.Örneğin ‘’Kuyruklu Yıldız’’ şiirine bile baktığımızda kedi üzerinden bir sınıfsal bakış açısını net görebiliyoruz. ‘’ Uyuşamayız, yollarımız ayrı; Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi; Senin yiyeceğin, kalaylı kapta; Benimki aslan ağzında; Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik. Ama seninki de kolay değil, kardeşim; Kolay değil hani, Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü.’’   Bu dizelerde sokak kedisi ile ciğercinin kedisinin yaşam farklılığını koyarken aynı zamanda ciğercinin kedisinin aynı yaşamı sürdürebilmesi içinde özgü...

RiYAKARLIK

Resim
  RiYAKARLIK Riyakarlık nedir ? Kişinin sahip olmadığı duygu, düşünce, erdem, değer veya özellikleri, sanki sahipmiş gibi davranması veya sahip olduğunu iddia etmesidir..Aslında bu terime uygun bir tanım yapmak için yasadığımız cografya uygun bir sözlük durumundadır..Çünkü riyakarlığı bir görev haline getiren iktidar yanaşmalarını,her kurumda görülen erk yanaşmalarını görmemek,farkına varmamakta bir riyakarlık hatta ahlaksızlıktır..Neyse konumuza dönecek olursak ;Etik içerisinde farklı durumlarda farklı bir konuma sahip olsa da, genel olarak ikiyüzlülük kötü bir fiil olarak değerlendirilir. Çoğu din ve ahlâki öğreti de ikiyüzlülüğü kınar.En azından söylem olarak dinlerde va ahlak kuramlarında kınama vardır. T.D.K. sözlüğünde "iki yüzlü olma durumu", yani "özü sözü bir olmama durumu" olarak, çeşitli sözlüklerde ise "dürüst olmama", "bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünme veya göstermeye çalışma", "aldatmaya çalışma...

SOSYAL NARSİZİM

Resim
 Sosyal Narsizm Eski bir Yunan mitolojisinde Narcissus(Narsis) Irmak tanrısı Kephissos ile su perisi Liriopenin oğludur.Bir gün Echo(Eko/Yankı) onu görmüş ve aşık olmuş Narsis Ekonun aşkına alay ederek onu aşağılayarak karşılık verdiğinden Eko yemeden içmeden kesilmiş ve sonrada ölmüş.Bundan dolayıki Ekonun yani yankının sadece sesi duyulur.. Bir rivayete göre kendeisinden başkasını beğenmeyen Narsis birgün sudaki kendi suretine sarılmak için uzayıp suya düşmüş ve boğulmuş..Bir başka rivayete göre ise suda kendine bakarken bir yaprak düşmüş su dalgalanmış kendisini çok çirkin bulmuş ve üzüntüsünden ölmüş. Narsis bu kendi kendini beğenme derdinden ölünce kardeşleri onu yakmak için odun toplamaya gitmişler ,sedyeyi hazırlamışlar geri döndüklerinde ortada ceset yokmuş onun yerine safran sarısı ve güzel kokulu narin bir çiçek bulmuşlar..Nergiz çiçeği…. Bu yukarıdaki mitolojik hikayeler gerçek yaşama dönecek olursak Narsizm patolojik şekildeyse bir kişilik bozukluğu olarak kabul edilir....