SEVGİ DOLU ANNEME..
Yüzünden gülümseme eksik olmayan kadına, anneme...
"Bu kez dağlar doğursun beni anne
Sen de ılık bir yağmur ol
Durmadan yağ, kanayan yerlerime"
Haydar Ergülen
Daha 14 gün önce sohbet ediyorduk.Nereye baksam seni arıyorum, kuş bakışıyla geziniyor gözlerim her uyku öncesi, özlediğim gülüşünü hatırlamaya çalışıyorum,aklımda sen, yüreğimde sen..Seni sarmak kokunu çekmek, sesinin yankısını hissetmek ve emek yoğurmuş ellerine dokunmak...Sevgili annem yeniden başlatsaydık bu kısa film öyküsünü, yeniden başlatsaydık seninle geçen güzel günleri, ayakta durabilmek için dizlerini yeniden ödünç verseydin.Sabahları uyandığımda günaydin deyip güç katan sözlerinle başlasaydım güne. Gidişine gökyüzü ağladı, yağmurlarla uğurladık seni annem.
Başkasının acısını ne kadar hissetseniz de,sizin başınıza gelmeden anlayamazsınız ne kadar zor olduğunu annenin ölümünü.Anne candır, kendisinin bir parçasıdır çocukları. Anne ile ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın yarım kalmış yaşanmışlıklar kalır, yaşamın kendisi ve yaşanmışlık yine de kısadır.Yaşanılacak onlarca şey, toplanılacak onlarca anı geride kalır.Planlarınız, yapmak istedikleriniz yarım kalır. Annem ile sık sık sohbet ederdik, sohbetler yarım kaldı.Hafta sonları yemeklerimiz yarım kaldı. Gidilecek yerler, yarım kaldı.
Sevdiğiniz insanı kaybettiğinizde içinizde mutlaka bir kimsesizlik çöker. Anne'nin ölümü içinde acının kurumayacağı dipsiz bir kuyuya benzer.
Evlatların anne babalarından önce toprağa verilmesinden sonra hani sıralı ölüm versin denir ya ama her evlat için de anne ve babasını kaybetmek yaşı kaç olursa olsun yalnızlıktır, kimsesizliktir.
Hastaneden arayıp Annemi kaybettiğimizi söylediklerinde ayaklarım tutmadı, kulaklarım inanmadı, bağırdım, çağırdım, ne söylediğimi hatırlamıyorum.Sonra Sustum kaldım.
Annem cansızdı. Kimse konuşmasın istedim. Kimse gülmesin. Dünya var ya bir dursun bir dönmesin dedim, sonra ıslak bir toprağa koyduk annemi. Şubat ayıydı gökyüzü bekledi güneş açtı gömdük annemi 1 saat sonra yağmur başladı ve durmadı.
Annem, merhametti, adaletti, sevgiydi, saygıydı, misafirperverlikti, paylaşımdı... En zor anımda ilk sığınağımdı. Ne zaman çaresizlik hissetsem ona sığınırdım, çare olurdu, yarama merhem. Ne zaman surat assam dert ederdi kendine ne yapıp yapıp gülmemi, bir sonraki güne umutla bakmamı sağlardı.Yoklukta mutluyduk, varlıkta da mutluyduk çünkü annem varsa dünya bir şekilde güzel ve umutlu olurdu. Sesini duyduğumda hissettiğim güvendi. Bu hayatta en çok annemi sevdim. Annem her şeyimdi, yaşamdaki en mutlak anlamdı. Yaşam doluydu annem bize de yaşam katıyordu.
Ne yaparsam yapayım, nasıl davranırsam davranayım beni terk etmez derdim annem terketti. Hastalandı son nefesine kadar umutluydu, iyileşeceksin bana güven dediğimde, gerçekten mi ? diye cevap verirdi. Gerçek değilmiş....Her sabah uyandığımda daha fazla yaşaması için ömrümden anneme gitsin gibi saçma dualar ettim, çaresizlikten adaklar adadım, olmadı. Hiç kimseye hissettirmeden içten içe bu gerçeklerle her gün yüzleştim, yine de umutluydum ama olmadı. Işıklar içinde uyu canım annem.
Yüreğindeki sınırı olmayan sevgin, sınırsız sabrın için, emeğin için teşekkürler annem. İyi ki annemsin, iyi ki bu dünyadan geçmişsin
...
Yorumlar
Yorum Gönder
Burdan Yorum Yapabilirsiniz